Kendimi, yeni dönem dizilerinden Once Upon A Time ve Grimm‘in masalsı havasına fazlasıyla kaptırınca, bir süredir beklettiğim SyFy mini dizisi Alice‘i de raftan indirip seyretmenin zamanı gelmiştir diye düşündüm. 1 buçuk saatlik 2’şer bölümden oluşan 2009 yapımı dizimizi merak edenleri aşağıya alalım.

Harikalar Diyarı’ndaki, tavşan deliğinden geçen Alice’in hikayesine muhtemelen hiçbirimiz yabancı değiliz. Küçüklüğümüzden beri dinlediğimiz hikaye, aslında Britanya’lı bir matematikçi olan Charles Lutwidge Dodgson‘un elinden çıkma. “Büyüklere masallar” olarak bilinen kitabımız, ilk baskısını 1865 yılında yapmış.Alice’in öyküsünü, tabii ki bir çok kere beyaz perdede ve televizyon ekranında gördük. 1951’de Disney, animasyon filmi yaptı. Daha sonra çeşitli televizyon filmleri geldi. En son da Tim Burton, zengin bir kadroyla sinema filmi çekti. Daha sayılabilecek bir sürü Alice uyarlamasının arasında, bir de başımızı ağrıtan kanal SyFy’ın çektiği mini dizi var. Bize günümüz döneminin Alice’ini gösteren dizimizin ilk bölümünden biraz ispiyon verecek olursak:

Modern çağ Alice’imiz, 20’lerinde Judo eğitmeni bir kızımızdır. Bir süredir ders verdiği Jack’le güzel bir ilişki sürdüren Alice, bir yandan da kendisi 10 yaşındayken giden ve bir daha da hiç haber alınamayan babasını aramaktadır. Gel zaman git zaman, Jack , Alice’e akşam yemeğine gelir. Çiftimiz, güzelce vakit geçirir. Gecenin sonuna doğru Jack, Alice’e aile yadigârı bir yüzük vermek ister. Alice çok erken olduğunu söylerek bunu kabul etmez. Bunun üzerine Jack apar topar evden çıkar. Biraz zaman geçtikten sonra Alice, Jack’in yüzüğü cebine bıraktığını fark eder. Aceleyle evden çıkıp Jack’i arar. Bir kaç adam tarafından kaçırıldığını fark edip peşinden gider. Bu sırada eski bir binaya giren kızımız, fark etmeden Harikalar Diyarı ile dünyamız arasındaki geçiş kapısı olan aynaya çarpıp, maceramızı da başlatmış olur.Dizinin ilk 10 dakikasında bu olaylar yaşanıyor. Şimdi kadroya geçelim:

Alice‘i, 3. sezonundan beri Private Practice‘te yer alan Caterina Scorsone canlandırıyor. Dizisini izleyenler belki seviyordur, ama ben Nereden bulmuşlar bu kadını? Daha antipatiği yok muydu? dedim durdum 3 saat boyunca.Alice’in kaçırılan sevgilisi Jack olarak Philip Winchester‘ı görüyoruz ekranda. Ben çok severim kendisini. Zamanında, iptal olan NBC dizisi Crusoe‘nun başrolünde yer almıştı. Son dönemlerde de Strike Back ve yine iptal olan Camelot‘ta gördük sempatik oyuncumuzu.Alice’in Harikalar Diyarı’nda tanıştığı Şapkacı (Hatter)‘ya Primeval izleyenlerin yakından tanıyacağı İngiliz oyuncu Andrew Lee Potts hayat veriyor. Dizi boyunca oyuncuya “cuk diye oturmuş” dediğim tipleme oldu Şapkacı.Yine Harikalar Diyarı’ndaki bir başka karaktere geldik. Kraliçe! Bu rolde, şu an David E. Kelley dizisi olan Harry’s Law‘un başrolündeki usta oyuncu Kathy Bates bizlere eşlik ediyor. Hiç şüphesiz dizinin en ağır topu.Yukarıdaki isimler haricinde, Taken ve Eureka‘dan bildiğimiz Matt Frewer; The Rocky Horror Picture Show‘un başrolünde seyrettiğimiz Tim Curry; Big Love‘da uzunca bir süre yer almış olan Harry Dean Stanton; şu an Rookie Blue‘da seyrettiğimiz Charlotte Sullivan ve Hell on Wheels‘in Doc’u Colm Meaney dizide yer alan diğer tanıdık simalar.

Toplamda 2,3 milyon izleyiciyi ekran karşısına çekmiş olan Alice, bana kalırsa gayet başarısız olmuş. Dizinin çoğu yerinde sıkıldım diyebilirim. Sadece şu aralar bayağı bir canımın çektiği renkli dizi özlemimi giderebildi. Bundan sonra, şans verip vermemek size kalmış. İzleyecek olanlar için şimdiden iyi seyirler.

&feature=related