Jerry Bruckheimerkariyerine reklam prodüktörlüğü yaparak başlamış ve diziler, sinema filmleri derken Amerika’nın en meşhur prodüktörlerinden biri olmuş. CSI serileri, Without A Trace, Cold Case gibi uzun soluklu ve meşhur dizilerin yapımcılığını yapan Bruckheimer’in polisiye diziler konusunda ayrı bir tür oluşturduğunu söylemek çok da yanlış olmaz sanırım. Her bölüm aynı dedektiflerle ayrı davaların, sivrisineğe dahi kan testi yapacak kadar gelişmiş teknolojileri ve mükemmel dehalarıyla davaları 40 dakikada çözdüğü diziler bunlar. Tabiki bu dizilerde mantık aramak ve gerçek kriminal vakalarla ya da işleyişlerle karşılaştırmak doğru değil. Zira bu diziler seyirciye her bölüm değişik kurbanlar, katiller sunarak adaletin yerini bulmasından rahatlıkduymalarını sağlıyorlar. Ben bu tür dizilere popcorn polisiyeler adını taktım. Kafanızı boşaltmak için ekran karşısında oturup birilerinin sizin için bulmaca çözmesini izlemek gibiler.Bu dizilerde gözlemlediğim bazı ortak noktalar:* Öncelikle hikaye çok ama çok hızlı ilerliyor ancak buna rağmen her türlü izleyicinin anlayabileceği bir anlatım tarzı var. Bu nedenle dedektifler çoğu zaman kendi aralarında zaten bildikleri bir şeyi seyirciye de açıklıyorlar.* Çekim kalitesi, dramatik yapısı bakımından tüm dizilerde tutturulmuş bir standart var.* Karakterler aşkta başarısız ama iş hayatlarında çok başarılı insanlar. 1 ayda çözülecek davaları tek bölümde bitiriveriyorlar :)* Dizilerin çoğunda bir politik doğruculuk söz konusu. Eşcinseller, azınlıklar kesinlikle kötü duruma düşürülmüyor. Ancak daha aykırı bulunanlar (pedofililer, travesitler, ırkçılar) kötü adam olabiliyorlar.* Bruckheimer dizilerinde müzik kullanımı çoğu Hollywood filminden bile daha iyi.Kimileri her bölümünü izlerken kimileri de rastgelince izliyor bu dizileri. Çünkü o kadar seyircicanlısı diziler ki önceki bölümler de ne olduğunu (ana karakterlerin hayatlarından söz ediyorum) merak etmenizi gerektirecek pek bir şey olmuyor.Benim Bruckheimer dizileri arasında favorim Cold Case. Her bölüm nuh nebiden kalma bir davayı yeni deliller ışığında çözüyorlar. Araya giren flashback’lerle kurbanların ölüm anı yeniden canlandırılıyor. Müzikleriyle, başarılı sanat yönetimleriyle farklı dönemlerde geçen bu flashback’ler tadından yenmiyor.