Uzuun zamandır yazı yazamama karşın, bugünkü Lost bölümünden sonra kendimi tutamıyorum açıkçası. 3. sezon’un başından beri, kişisel olarak hayal kırıklıklarından hayal kırıklıklarına taşıdı beni lost.Özellikle, 1. sezon bölümlerini düşündükçe, o haykırarak bitirdiğim bölümleri hatırlayıp daha da bir hayal kırıklığı oluşturdu. Ancak gelelim ve görelim ki, 18. bölüm olan D.O.C‘nin sonunda, tüylerimi diken diken yapmayı başardı yine. İnanılmaz keyifliyim bundan dolayı, bunu belirtmek istedim genel bölüm yorumu olarak. (Ayrıca izlememiş olanlar da spoiler almasın diye girişi uzatmaya çalışıyorum biraz :)
Sayfalarca özet şeklinde değil de, bölümde ne oldu ne bitti gibi kısa maddeler yazıyorum. Yorumlarımız ve tartışmalarımız ile uzatalım mümkün olduğunca. Başlıyoruz;Dikkat, bundan sonrası spoiler içerir!

Jin'in annesi ve Sun

Jin’in annesi ve Sun

D.O.C bölümü, Jin-Sun odaklı bir bölüm. Bölüm genelinde, ana konu Sun’ın hamileliği ve adada ona ne olacağı. Geçtiğimiz bölümlerde öğrenmiştik hatırlarsanız adada hamile olanların öldüğünü ve Juliet‘in de bu konu üzerine çalıştığını.
Flashback kısımlarında öğreniyoruz ki;
* Jin‘in annesi de yaşıyormuş. Ancak fahişelik yaptığından dolayı, babası utanıp gizlemiş Jin’den yaşadığını. Öldü diye biliyor Jin.
* Sun sandığımız kadar masum değilmiş. Jin’in annesine yaptığı ölüm tehtidi pek havalıydı.
* Jin’in, Sun’ın babasının yanında çalışmaya başlayıp pis işlere bulaşmasının nedeni, Jin’in annesinin yaptığı şantaj ve Sun’ın ona babasından borç alıp 100bin dolar vermek durumunda kalmasıymış.

Gelelim adada olup bitenler ve öğrendiklerimize:* Sun’ın bebeğinin babası, Jin miş. Endişelendiği gibi Jin’i aldattığında hamile kalmamış. Ancak tabi bunun kötü bir yanı mevcut, adada hamile kalanlar ölüyor.* Jin adadan önce, doğurgan değildi, daha önceki bölümlerden biliyoruz ancak burada Sun’ın hamile kalabilmesinin nedeni, adada erkeklerin sperm sayılarının 5 katı kadar artmasıymış. Demek ki, üçüz filan gelebilir.* Juliet, bölüm boyunca iyi iyi davrandı, Sun’ı mutlu bile etti. Hatta sanırsam Sun, Juliet’e oldukça ısındı. Ancak son sahnelerde yine, yaptı yapacağını. Ben ve others‘a Sun’ın durumunu bildiren bir ses kayıdı bıraktı. Sonunda da Ben’e, “senden nefret ediyorum” dedi. Sanırsam bunu, Juliet’e ısınalım diye eklemişler. Çok geriliyorum ben kişisel olarak bu Juliet sahnelerinde. Sanki baya iyi biri gibi, ama gizli gizli işler çeviriyor. Bi anda “yok yok iyi Juliet” oluyorum, “sonra vay ..” oluyorum. Gergin anlar
* Juliet’in, Sun ile gittiği medikal istasyon meğerse temizlenmemiş. İçeridekiler gizli bir odaya saklanmış. Bunu düşünmüşler de, Kate‘in bulduğu sakal ve makyaj malzemeleriydi, kıyafetlerdi nasıl gizlenmemiş onu anlayamadım!
* Paraşütlü adaya düşen kızımız Naomi (pek hoş olmakla birlikte), akciğerine saplanmış bir dal dolayısı ile ölmek üzere. Burada öğreniyoruz ki, çok fazla dil biliyor. Bunun bir önemi var mı, yakında göreceğiz heralde!

welcome back

welcome back

* Patchy olarak bildiğimiz Mikhail, yaşıyormuş! Açıkçası ben fragmanlarda gördüğümüzde, flashbacklerden bir sahne sanmıştım. Adanın “iyileştirme” gücü, biraz fazla etkili olmuş bu durumda. Öldüğüne çok emindim.
* Mikhail, Naomi’ye yardım ettikten sonra giderken, uydu telefonunu çalmaya çalıştı. Demek ki, çalıştırmanın bir yolu var.

şok anı!

şok anı!

* Ve geliyoruz bölümün son dakikasındaki şok edici olaya! Naomi uyanıyor, Hurley ile konuşmaya çalışıyor. Hurley, Oceanic Airlines 815 no’lu uçuştan kurtulanlarız biz diyor. Tam bu sırada, Naomi, 815 no’lu uçağı bulduklarını ve çakılan uçaktan kurtulan olmadığını söylüyor!!! Dı dın dın dı dın!
Gerçekten tüylerimi ürperten bir son oldu. Genel olarak da bölümü ve özellikle de Sun’ın oyunculuğunu çok beğendim. Sun ve Jin git gide sempatikleşiyor. Ayrıca Hurley’de yine dizinin “eğlenceli” kısımlarını üstlendi. Keyifliydi oralar da, özellikle de işaret fişeğini yanlışlıkla ateşlediği kısım.Gelelim yorumlarınıza? Şimdi kafamıza bir sürü sorun takılıyor. Başka paralel zamanlarda mı şu anda adadakiler? Nasıl oldu da iki uçak oldu, biri adaya çakıldı diğeri dış dünyaya? Paralel evrenler mi var? Nedir yorumlarınız, çok merak ediyorum açıkçası. Yazınız.