Üç sezoncuk bir efsanedir The Mighty Boosh (sezon dediysek İngiliz işi, toplam 23 bölüm), ilk izleyişte pek anlamlandıramadığınız, kaç kere izleseniz de kategorize edemediğiniz, bir dosta anlatmaya çalışırken komik duruma düştüğünüz ve sonunda saykodelik komedi diye işin içinden çıkmaya çalıştığınız bir şenlik. En şenlikli dizidir benim için. Kumpir gibi karışık, cıvıl cıvıl ama çok lezzetli, tadı damakta kalır. Tabi böyle yemek göndermeleriyle kolayca tanıtamayacağım için biraz ter dökeceğim diziyi tarif etmek için.

Vince Noir bir gün rockcı, ertesi gün punk, bir moda canavarı, parlak bir pelerin için dünyayı satar, kimse ona karşı koyamaz, akıl karıştırıcıdır (kadın mı erkek mi).Howard Moon simetriye, kırtasiye ürünlerine takar, “sir” lafını ağzından düşürmez, kendine güveni tammış gibi yapar, hep kazık yer, gözleri küçük bir çocuğunki kadardır.Bollo gorildir, hislidir, genç kızların sevgilisidir; DJ’dir; gerçek dosttur; gorillik onuruna laf ettirmez.
Naboo lisanslı şamandır; her türlü büyü işini itinayla yapar. işler sarpa sarınca aranacak adamdır. üst dudağı yoktur; sessiz bir konuşma tarzı geliştirmiştir kendine.
Müzik odaklı bir komedi anlayışı var Mighty Boosh’un ama müzikal de diyemeyeceğim. Konular kimi zaman şarkılardan çıkıyor, kimi zaman şarkılar konuya sos oluyor. Deli deli karakterler sınır tanımıyor. Mesela bu dizide Ay konuşuyor. Bildiğimiz gökyüzündeki sessiz göktaşı espri yapıyor ama pek bir soğuk, yine de sevimli.Biliyorum yine anlatamadım; zaten kime tavsiye etsem bu diziyi, tanıtım kısmı çok zor oluyor. Öyle gülme garantili filan da sanmayın. Ama eğer farklı tadların peşindeyseniz, ilk seferde anlayamayacağınız esprilerle, anında gülebileceğiniz şakaların karışımından hoşlanıyorsanız, parlak nesneler hoşunuza gidiyorsa, Mighty Boosh’a dalıp gidebilirsiniz. “Bu ne ya” diye başlayıp “bu kadar yaratıcılık da olmaz, iliğim kemiğim kurudu” evresine giden yolda “zamanın ve mekanın ötesinde bir yolculuğa” hazırsanız hadi bakalım. “Bu ne anten kunten dizidir, şarkılı türkülü, homofobikim ben makyajlı erkek kaldıramam, ay İngilizler çok soğuk” diyerekten sevmezseniz kaybolan zamanınızı Naboo’dan isteyin belki sizi geriye gönderir zamanda.