Bundan yaklaşık 12 yıl önce, kendisinden sonraki polisiyelere ilham verecek, birçok kişinin cinayet kavramına bitmeyecek bir zevkle bağlanmasını sağlayacak türden bir televizyon efsanesi, kendisini ekranlarda gösterdi. Uzun adıyla “Crime Scene Investigation” (Olay Yeri İnceleme) olan CBS yapımı CSI, geçtiğimiz günlerde 13. sezonu için onay aldı ve 9 Mayıs’taki sezon finaliyle ekranlara şimdilik ara verdi. Peki, tam olarak nasıl bir dizidir bu CSI? Bu sorunun cevabı yazının devamında.

CSI: LV, TV’de ilk kez bu diziyle parlayan Jerry Bruckheimer yapımcılığı ve Anthony E. Zuiker‘ın senaristliğine dayanan yapım. 2000 yılındaki ortaya çıkışıysa Anthony E. Zuiker’ın eşinin, arkadaşlarla dışarı çıkmak yerine Zuiker’e The New Detectives izlemeyi önermesiyle gerçekleşmiş. Bruckheimer’dan bir dizi için sipariş alan Anthony, gerçek suçlar üzerine kurulan bu diziden etkilenerek kısa zamanda dünyanın tanıyacağı bir diziyi yaratmış.

Doğma büyüme Las Vegas’lı olduğu için dizinin mekanını bu şehir seçen Zuiker, Bruckheimer’dan da senaryo için onay alınca proje için kanal arayışına girilmiş. Öncesinde ABC, FOX ve NBC‘den red cevabı alan ikilinin şansı CBS’te yaver gitmiş ve dizi bu sayede bizlere ulaşmış.
CSI: Las Vegas, 2006′dan beri (2009′daki House üstünlüğünü saymazsak) “dünyanın en çok izlenen dizisi” olma özelliğini koruyor. Hatta, bu alanda verilen ödül olan“Monte Carlo Televizyon Ödülleri- En İyi Uluslarası Drama” ödülünü de 6 kere kazandı. Toplamda 68 ülkede yayınlanan dizi, ülkemizde şu an Dizimax bünyesinde gösterilmekte.
Giriş kısmını sonlandırıp dizinin konusuyla devam edecek olursak:

Orijinal CSI, en temel şekliyle Las Vegas şehrinde işlenen suçları inceleyerek suçluları yakalama üzerine çalışan bir ekibin hikayesi üzerine kurulu. Ekip, dizinin her bölümünde bir ya da birden fazla olayın üzerine çalışıyor, ama birkaç bölüm boyunca üzerinde çalışılan olaylar ve seri katiller de dizinin portföyünde mevcut.
CSI: LV’yi diğer dizilerden farklı kılıp orijinalliğini sağlayan kısmı, hiç kuşkusuz, ekibin olayları inceleme stili ve kullandıkları yöntemler. Çoğu polisiye dizide, kitapta ya da filmde yer alan yöntemlere “ince” ve farklı bir anlam, işleyiş katan dizi, bu anlamda kendinden sonrakileri etkilemiş, halkın büyük beğenisini kazanmıştır.

Dizide küçük bir böceğin ölüm zamanından, nadir bulunan-adı duyulmamış maddelerin kullanılmasına, orijinal ölüm yolları ve olay yerlerine kadar sayısız şey mevcut. Anlayacağınız, klasik DNA-parmak izi araştırmasından çok, ama çok daha fazlası var bu dizide.

Dizinin karakter bazlı kadrosuyla devam edersek:

CSI’da ekibin başındaki isim olan Gil Grissom karakteri, öncesinde filmlerde oynasa da asıl çıkışını bu diziyle yapan William Petersentarafından canlandırılıyor. İşine aşık bir böcek bilimci olan Grissom, bu nedenle içine kapanık, biraz da asosyal bir insan. Yine de bu hali, böcek larvalarını ve domuzlardan alınma kan örneklerini buzdolabında saklayan biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Grissom’un ekipteki yardımcısı, en büyük desteği, benim de en sevdiğim karakter olanCatherine Willows, Marg Helgenbergertarafından canlandırılıyor. Eşinden boşanmış, tek çocuklu bir anne olarak işiyle özel hayatını bir arada yürütmeye çalışan kadın polis karakterlerinin ilk örneklerinden olan karakter, aynı zamanda en başarılı olanlarından da birisi.

Dizinin en sevilen karakterlerinden, ekibin moral kaynağı Sara Sidle‘ı öncesinde ER‘da da yer almış Jorja Foxcanlandırıyor. Madde ve element analistliğinde uzman olan Sidle, dizinin başında Grissom’ın önemli bir dava için kendisini San Fransisco’dan çağırmasıyla ekibe dahil olan bir karakter.
Ufak not: 2007 yılında Fox’un diziden ayrılacağı dedikoduları ciddi boyutlara ulaşınca binlerce izleyici bunun olmaması için senaristin ve Fox’un evini mektuplara boğdu. Hatta, ikili mektuplardan çıkan paraları toplayarak bir hayır kurumuna dahi bağışladılar. Bu durum, sezonlar boyunca gelip giden ya da çeşitli nedenlerle diziden ayrılanlar olsa da başkası için yapılmayan bir davranıştır. 12. sezon itibariyle Sara Sidle karakteri, halen dizinin önemlilerinden biri olarak yapımda yer almaktadır.

Dizinin en olaylarla duygusal bağlantı kurmaktan kendini alamayan, “eli vicdanında” karakteri olan Nick Stokes, George Eads tarafından canlandırılmakta. Kıl, tüy ve lifler gibi herkesin ıvır zıvır gördüğü maddeler üzerinde uzman olan Nick, ayrıca dizinin de en başı beladan kurtulmayan karakteri olma özelliğini de başarıyla muhafaza etmekte.

Ekibin ses ve video analistliğini yapan Warrick Brown karakteri, Gary Dourdan tarafından canlandırılıyor. Grissom’ı idol, Nick’i ise kardeş gibi gören Warrick, aynı zamanda şehrin yerlilerinden. Kendisi kimya konusunda da uzman bir karakter.

Dizinin sevdiğim bir diğer karakteri olan Greg Sanders, diğerleri gibi yıldızı özellikle bu diziyle parlayan Eric Szmandatarafından canlandırılıyor.“Laboratuvar faresi” olarak adlandırılarak gruba dahil olan Greg, DNA-parmak izi gibi çeşitli araştırmalarda ekibe yardım olan karakter. Aslında, dizinin “bundan sonrası için hakkında ne söylense ispiyon olur” kalıbının da tam ve en geçerli karşılığı.

Son olarak, James (Jim) Brass de ekibin daha çok resmi işlerle ilgilenen, patronluk vasfı da olan bir üyesi. Grissom’ın işine sahipken, talihsiz bir şekilde -dizinin başında anlıyoruz nedenini- işi ona devreden Brass, kurallarına bağlı ve ekibe sert çıkmaktan da çekinmeyen biri. Karakteri emektar oyunculardan Paul Guilfoyle canlandırmakta.

Kadronun ardından yazıya, CSI ile ilgili çeşitli detaylardan da bahsederek devam edecek olursak:

1) Dizinin sahip olduğu yüksek reytingler ve yarattığı etki, 2 adet uzantı diziye sahip olmasını sağladı. 2002 yılında CSI: Miami, 2004 yılındaysa CSI:NY dizileri bizlerle, yine CBS kanalında buluştular.Ayrıca, CSI:LV diğer dizilerle birlikte “crossover” olarak bilinen ortak bölümleri de yayınlayan bir yapım.
CSI’ın 2×22′si CSI Miami, 8×06′sıysa Without Trace ile ortak çekilmiş durumda. Ayrıca, 10×07′de CSI: Trilogy‘nin diziye ait olan bölümü. Yani, Miami’de (8×07) başlayıp, NY’da devam eden (6×07) ve Las Vegas’ta çözülen bir olay, bölümlere yayılarak üçleme yapıldı.

2) Dizinin literatüre kattığı bir şey varsa, o da “CSI Etkisi” olarak bilinen kavram. Yani, dizide teknolojinin de yardımıyla incelenen ve çözülen davalardan sonra insanların suçlara ve gerçek olaylara olan bakışının değişmesi. Bu etkiyle, mahkeme jürilerinin kanıtları yetersiz bulması, halkın çözülememiş davalara verdiği büyük tepkiler, izleyenlerin polisiye yapımlardan, kitaplardan daha fazlasını beklemesi ve çözümlerden tatmin olmaması gibi şeyler, bu diziyle birlikte inanılmaz artış göstermiş durumda.Daha fazlası için kardeş site hafif.org‘daki bu yazıya da bakabilirsiniz.

3) Dizinin ilgi görmesi elbette ki yan ürünleri de beraberinde getirdi. CSI: LV, şu zamana kadar video oyunları, çizgi romanları ve uyarlama kitaplarıyla da birçok kez karşımıza çıktı. Hatta, bu kitapların çoğu İnkılap Yayınları aracılığıyla dilimize de çevrildi.

4) 12 sezondur devam eden ve bu derece başarılı olan bir dizinin, ödülsüz kalması elbette ki düşünülemez. CBS dizisi, şu zamana kadar 6′sı Emmy olmak üzere 50′den fazla ödül kazandı ve 100′den fazla da adaylığı var.

5) …ve tabii ki konuk oyuncular… Her bölümü 1-2 davanın çözümüne dayalı olan ve şu zaman kadar 270′ten fazla bölümü bizimle buluşan bir dizinin, ne kadar konuk oyuncu ağırlamış olduğunu tahmin etmek kolay olmasa gerek. Dizinin bu bakımdan da portföyü epey geniş. En iyisi ben size “Justin Bieber bile var” diyeyim, gerisini siz kafanızda kurun.

12. sezonunu tamamlamış bir diziyi tavsiye etmek ne derece yerinde bir davranış olur düşünmedim değil. Ama CSI, her türlü özelliğiyle bunu hak eden, -daha önce de dediğim gibi- vakalarıyla ve her şeyiyle klasik polisiyelerden farklı olan bir yapım. Ayrıca, sadece vaka çözmekten ibaret değil, ekip içi olan bitenler de insanları kendine çeken bir başka özelliği.

Oyunculuklarınsa yerinde olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Sonuçta, CSI: Las Vegas, “polisiye severim” diyen bir kişinin -aslında sevmese de olur- hiç değilse denemesi gereken, insana polisiye yapımın nasıl olması gerektiğini öğreten, tavsiye edilesi bir dizi. İzleyeceklere ya da izleyenlerine şimdiden iyi seyirler.

Bitirmeden önce: CSI: Las Vegas girişi ve tam versiyonu.